Zaman-ı Âdem (as) den günümüze kadar, gelmiş geçmiş bütün ilim talebelerinin
kazandıkları sevablar adedince Rabbimize hamd-ü senâlar, Efendimiz Muhammed
Mustafa (sav)’e salât-ü selâmlar olsun.
Peygamber Efendimiz bir hadîs-i şerîflerinde: ‘’Âhir zamanda imânı kalpte tutmak
kor ateşi avuçta tutmak kadar zor olacak’’ buyurur. Gerçekten de yaşadığımız
âhir zamanda imânımızı, dinî hayatımızı zedeleyecek günahların sel gibi, hem de
cazip bir şekle bürünerek gelmesi genç neslin mukâvamet gücünü oldukça zorlaştırmaktadır.
Bedîüzzaman Hazretleri ‘’dünya büyük bir manevî buhran geçiriyor. Manevî temelleri
sarsılan garp cemiyeti (batı toplumu) içinde doğan bir hastalık, bir vebâ, bir
tâun felâketi gittikçe yeryüzüne dağılıyor, bu müthiş sâri illete (bulaşıcı hastalığa) karşı
İslâm cemiyeti ne gibi çârelerle karşı koyacak? Garbın (batının) çürümüş, kokmuş,
tefessüh etmiş bâtıl formülleriyle mi? Yoksa İslâm cemiyetinin ter-ü taze imân esaslarıyla
mı? (…) İmân kalesini küfrün çürük direkleri tutamaz. Onun için ben yalnız imân
üzerine mesâimi teksif etmiş (çalışmamı yoğunlaştırmış) bulunuyorum.’’
‘’Karşımda müthiş bir yangın var. Alevleri göklere yükseliyor. İçinde evlâdım
yanıyor. İmânım tutuşmuş yanıyor. O yangını söndürmeye, imânımı kurtarmaya koşuyorum.’’
İşte bizler de Bedîüzzaman Hazretlerinin bu feryâdına kulak verip önce kendi
imânımızı sonra başkalarının imânını, husûsan gençlerimizin imânını kurtarmak
için gayret sarfediyoruz. Bahsi geçen mânevi hastalıkların yegâne ilâcının, kuvvetli
imân dersleriyle harmanlanmış İslâm terbiyesi olduğunu düşünüyor ve bu niyetlerle
hazırladığımız temel dinî bilgileri ihtiva eden çalışmayı 10 bölüme ayırarak
takdim ediyoruz.
1- FIKIH: Abdest, namaz, oruç gibi ibâdetlerimizin nasıl uygulanacağını açıklayan
fıkıh ilminin temel meseleleri müfredâtımızda yer almaktadır. ’’Herşeyin dayandığı
direk vardır, dinîn temel direği fıkıh ilmidir. Fıkıh bilmeden ibâdet eden
gece karanlıkta bina yapıp, gündüz yıkana benzer.’’ (Beyhakî)
2- SİYER: Bir hadîs-i kudsîde: ”Habîbim, sen olmasaydın Kâinatı yaratmazdım”
buyurulur. Âyet-i Kerimede meâlen: ‘’Madem Allah’ı seversiniz, öyle ise Allah’ın
sevdiği tarzı yapacaksınız. Ve o sevdiği tarz ise Allah’ın sevdiği zât’a (Muhammed
Aleyhisselâtü Vesselâma) benzeyeceksiniz”. Bütün insanlığa ‘’en güzel örnek’’ olan
sevgili Peygamberimizin hayatını siyer bölümünde bulabilirsiniz. ’’İnanıyorum ki Hz.
Muhammed gibi her yönüyle mükemmel bir insan, bir daha gelmez.’’ (Michael H. Hart)
3- PEYGAMBERLER TARİHİ: Rabbimiz Kur’ân-ı Kerim’de: ‘’(Biz) Peygamberleri
ancak müjdeleyiciler ve (aynı zamanda) korkutucular olarak göndeririz. O halde
kim imân edip (hâlini) ıslah ederse artık onlara hiçbir korku yoktur, onlar mahzun
da olmazlar.’’ En’âm/48
Onların hayatlarında nice örnekler vardır. Kitabımızda yer alan bu bölümü tefekkürle
okuyabilirsiniz.
4- DÖRT BÜYÜK HALİFE: Rabbimiz Kur’ân-ı Kerim’de ; (Ey ashâb-ı Muhammed!)
siz, insanlar (ın iyiliği) için (ortaya) çıkarılmış en hayırlı bir ümmet oldunuz. İyiliği
emreder, kötülükten men eder ve Allah’a imân edersiniz. (Âl-i İmran/110) Bu
âyet-i Kerimeye tam mazhar olan sahâbe efendilerimizin içinden, yalnız 4 büyük
halîfenin kısa hayatlarını, bu bölüme aldık, ibretle okuyacağınızı ümid ediyoruz.
5-ÖRNEK HANIMLAR: Onlar mâna âleminin nadîde çiçekleri, Müslüman hanımların
mümtaz örnekleri, peygamberlerin ilk destekçileri, imân, sabır, takva,
fedâkarlık, şefkat, iffet, ilim timsalleri. Onlar örnek hanımlar. Kısaca hayatlarını
okuyabilirsiniz.
6- ÂDÂB-I MUÂŞERET: Bedîüzzaman Hazretleri âdabı tarif ederken: ’’yemek, içmek
ve yatmak gibi hâlâtın âdâbını, düsturlarını beyan eden ve muâşerete tealluk
eden çok sünnet-i seniyyeler var. Bu nevi sünnetlere âdab tâbir edilir.’’der. Âdab-ı
muâşeretin dünya ve ahiret için birçok faydaları vardır. Küçük bir misâl verecek
olursak: ‘’Yemeğe tuz ile başlandığı takdirde, beyinden gönderilen bir uyarı sayesinde
midede mukus tarafından sindirimi kolaylaştırıcı bir tabaka oluşturulur
ve midenin sindirime hazırlıksız yakalanması önlenir.’’ Geniş bilgiyi bu bölümde
bulabilirsiniz.
7-KIRK HADİS: Kim ümmetim için, onların dinî işleriyle alâkalı kırk hadîs ezberlerse,
Allah-ü teâla onu âlim olarak haşreder. Ben de mahşer günü onun hem
sefâatçisi, hem de şâhidi olurum (Beyhakî)
Sizler için seçtiğimiz 40 Hadîs’i kitabımızda bulabilirsiniz.
8-TECVİD: Sönmez ve söndürülmez mânevi bir güneş olan hakîkatler kaynağı
kitabımız Kur’ân-ı Kerîm’i eksiksiz, hatâsız, her harfin hakkını vererek okumayı öğreten
Tecvid ilminin temel kurallarına müfredâtımızda öncelikle yer verilmiştir.
‘’Kur’ân-ı Kerîm’i okumakta mâhir olan, yüce, itâatkar elçi meleklerle beraberdir.
Kendisine zor geldiğinden dolayı Kur’ân’ı kekeleyerek okuyana ise iki ecir vardır.’’
(Buhâri, Müslim, İbn-i Mâce, Nesâi)
9- SOSYAL FAALİYETLER: Piyesler, skeçler; zekâ oyunları, şiirler ve ilâhîlerle
süslediğimiz bu bölümü beğeneceksiniz.
Kitabın 176. sayfasında ise, talebe-i ulûma yönelik hazırladığımız Risâle-i Nûr’dan;
tevhid, namaz, kulluk bilinci, gençlik gibi mevzûları içine alan bir liste bulunmaktadır.
10- OSMANLICA ÖĞRENME USÛLÜ: Osmanlıca her satır, yirmi kere yazılıp öğrendikten sonra 'Birinci Söz' bu minval üzere bitirilse, biiznillah İslâm harfleri ile yazmaya ve okumaya muvaffak olunur.
Rabbimizden niyâzımız, rızâsına mazhariyet ve bu mütevazî çalışmanın daha
mükemmel çalışmalara basamak olmasıdır.
Ya İlâhi! Aklımızı, kalbimizi ve rûhumuzu Kur’ân’ın nûruyla nûrlandır! Nefsimizi
Kur-ân’ın nûruyla irşâd ve onun nûruyla terbiye eyle! Hem bizleri o nûr ile yaşat, o
nûr ile huzûruna al!
Âmin!..